Acaba ne hediye alsam? İşte bu soru bazen, biz kimiz? Nerden geldik? Hayatın gerçek anlamı nedir? tarzındaki biz dünyalıların var oluşundan beri cevabını bulamayıp, sorguladığı felsefik sorularından birine dönüşebiliyor. Bu yüzden de “Şu hediye işini de kim icat etti?” diye düşünmekten de kendimizi alamayız! Ama ne sorular, ne de bunun gibi bir düşünce tarzı bizim özel günlerde sevdiklerimize hediye beğenme durumunu ortadan kaldırmıyor! Tüm insanlar zamanı geldiğinde sevdiklerine hediye seçerken “Acaba Ne Hediye Alınır?” diye kendi kendine içinden çıkılması zor sorular sorabiliyor. Tabi böyle anlarda da Dünyada var olan, üretilmiş veya üretilmemiş. düşünce aşamasında olan ya da henüz icat edilmemiş her şeyi bir hediye seçeneği olarak düşünmeye başlıyoruz. O an insanın bildiği tanıştığı tüm hediyeler bir film şeridi gibi gözlerinizin önünden geçmeye başlıyor. O olmaz, bu satın alınmaz, filanca şey büyük olur, şu küçük bir hediye olur, bu hediyenin fiyatı baya yüksek bütçemi aşar, derken finalde öylece hediyesiz kalakalırız. Siz de yaşamadınız mı bu anları? İnkar etmeyeceksiniz değil mi? Gerçekten de çok sıkıntılı bir süreçtir, özellikle hediye beğenme süreci. Önce ne alacağınıza karar vereceksiniz. Uzunca bir süreçten geçersiniz ve ne hediye alacağınıza karar verdiniz de de alınan hediyenin bir de sunumuna dikkat edeceksiniz! O kadar sıkıntılara katlanıp aldığı hediyeyi X bir markanın poşeti içinde vermek olmaz çünkü! Biz bu yazımızda, değer verdiğiniz kişilere ne hediye alacağınız konusunda hediye fikirleri vermek yerine, hediye beğenmenin, satın almanın ve alındıktan sonra hediyeyi takdim etmenin psikolojik aşamalarından bahsedeceğiz. Çünkü sitemiz de dahil olmak üzere, bizim gibi tonlarca hediye sitesinde kime ne hediye alınır üzerine yaratıcı hediye fikirleri bulabilirsiniz. Bu yazımızda hediye önerileri sunmak yerine farklı bir şey yaparak, herkesin yaşadığı ama kimsenin birbiriyle paylaşmadığı, ya da çok yakınlarına sadece anlatabileceği hediye psikolojisinden örnekler vereceğiz. Okuduğunuzda belki biraz can sıkıcı bulacak, belki çok itici ve belki de çok komik bulacaksınız.
Ah Şu Hediyeyi Kim İcat Ettiyse!
1-) Kime ne hediye alacaksanız alın ama hediyenin fiyatı anlaşılmasın diye kendinizi parçalamaktan kaçının. Tamam alınan hediyenin fiyatının görünür olması hoş bir durum değildir ama bazen bu durum öyle abartılır ki fiyatı anlaşılmasın diye aldığı hediyeyi parçalayan insanlar var. Mesela aldığı ceketin fiyatı anlaşılacak diye ceketin markasının yazılı olduğu astarını söken insanlar gördük. Bu çabaların hepsi boşuna. Artık herkesin elinin altında internet olunca isteyen aldığınız herhangi bir ürünün fiyatını anında görebiliyor. Hatta size amma kazıklanmışsın diyebilecek derecede. Yine de aldığınız hediyenin parasal değerini kimse öğrenmesin diye bir yol arıyorsanız işte size mükemmel çözüm. Yüzde yüz el yapımı ürünler tercih etmeniz oldukça kesin bir yoldur. Mesela yağlı boya bir tablo yad a kara kalem çizilmiş bir resim gibi. .Artık size kalmış. Kim nasıl bilebilir ki ne kadara mal ettiğinizi değil mi aramızda…
2-) Hediyenizin içeriğine uygun hediye paketi yaptırın. Burada dikkat edilmesi gereken husus hediye paketinin fiyatı hediyenin değerini aşmamasıdır. Mesela son derece sade bir hediyeyi abartılı kutular janjanlı ambalajlar kalın kalın kurdeleler içinde sunduktan sonra, haliyle hediyeyi alan kişide büyük bir beklentiye sebebiyet vermiş olursunuz. Tabi sonrası sizin için ve hediyesini açan için tatsız sonuçlar doğurabilir.
3-) Çam sakızı çoban armağanı atasözü ne de inanmayın! O çoban dağlarda.ve ancak onun aldığı çam sakızına kim inanır Kadir inanır. Evet uygunsuz bir espri oldu.O hediyeyi o çoban alsın heidi’ye versin.ikisi dağlarda mutlu mesut yaşasın..(Heidi kim diyen arkadaşlar google yazsın lütfen .)ama bu atasözünün şehirlerde hükmü kalmamıştır.Babaannelerimiz anneannelerimizin hediye ettiği bir çift çorap ,kenarları işlemeli mendil.el emeğei göz nuru hediyeler nerde…o dönemleri biteli yıllar oldu.O döneme çam sakızı çoban armağanı çağıda denir. ..
4-) İlk hediyeyi veren siz olun. Mesela bir arkadaşınızın doğum gününe davetlisiniz. Herkes almış hediyesini. Böyle bir ortamda diğer arkadaşlarınızın hediyelerini vermeden önce ilk hediyesini uzatan ve açtırmak isteyen siz olun. Bunun bir çok yönden faydasını göreceksiniz. İlki aldığınız hediyeye sizinde çok değer verdiğinizi ve hediye edeceğinizi arkadaşınızın da bir an önce görmesini istediğiniz hissi uyandırır. Bir bu yaklaşımın görünmeyen ama bilinmesi gereken bir faydası daha var bakalım bu yaklaşımımıza hak verecek misiniz. Mesela bu arkadaşınızın doğum gününü kutladığınız yerde yirmi kişilik bir topluluk var. Ve hediyeler tek tek açılmaya başlanıyor. Sizin hediyenizin de en sonunda açılacağını farz edelim. İlk hediyesini açarken arkadaşınızın duyacağı heyecan ile yirminci paketini açarken ki heyecanı bir olur mu hiç! Bir de şunu hesaba katmakta fayda var diğer arkadaşlar patlatıyor ciks hediyeler. Sizin hediyenizin yanında yetim kalma durumu da var .Bu sebeple ortama girer girmez bak sana ne aldım aç bakalım deyip rahatlamakta fayda var.
5-) Hediye bile dengi dengine çalar diye bir sözü hiç duydunuz mu? Duymadıysanız yeridir.çünkü ilk defa bu satırlarda yazıldı. Hepimizin hediye alırken uyguladığı altın kriterdir .Daha önce sizin özel bir günüzde size ne alındıysa o ayarda bir hediye ile yerine koymada diyebiliriz. En azından size söylenmese de sizden beklenen hareket budur. Bu durumu en güzel örneğimiz şudur. Annelerimizden duymuşsunuzdur.bir nikaha yada düğüne gidileceği zaman ne takılacak sorusunun cevabı onlarda bize çeyrek takmıştı.emaneti teslim etmemizin zamanı geldi. Örnek farklı gibi görünebilir ama hediyeleşme konusunda da benzer kriterlerimiz vardır.
6-) Hediyenin büyüğü küçüğü olmaz. Sözünün anlamı şudur. Ya kendi kendimizi teselli etmek için kullanırız. Ya da karşı taraf nezaketini göstermek için. Misal, teşbihte hata olmasın. sadece olayı anlamamız için vereceğimiz bir örnek olacak. Diyelim ki maddi imkanlarınız son derece iyi Ve çok ta hoş bir sevgiliniz var. Hediye vereceğiniz özel günlerden birini yaşıyorsunuz. Sevgilinize basit bir hediye mesela makyaj seti ya da parfüm hediye ediyorsunuz. Bu iki anıda yaşadığınızı farz edelim .sizce en büyük şaşkınlık ve heyecanı hangisi verebilir? Cevabı yazmaya bile gerek yok. Yine de Aramızda bazı bayanlar çıkıp diyebilir Benim için hediyenin maddi değeri değil manevi değeri önemlidir. diye. Özellikle de imkanı olan arkadaşımızın boynunun borcudur.Araba deneyini bu bayanlar üzerinde yapsınlar.Ve Lütfen o anları videoya kaydedip youtube atsın. En az bir milyon tıklanma garantisi. Haber başlığı da şöye. Sevgilisinin hediye ettiği arabayı restoranın önünde gören genç kız heyecandan pencereyi kapı sanıp dışarı çıkmaya çalışınca bakın neler oldu. O anlar saniye saniye kameralara yansıdı